Osmanlı Devleti’nin İlk Kadısı Kimdir?
Kadı Osmanlı Devleti’nin temel unsurlarındandır. Osmanlı Devleti’nin ilk kadısı ve müftüsü ise; Osman Gazi tarafından Karaca Hisar’a tayin edilen, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da önemli rol üstlenen, dönemin önemli âlimlerinden biri olan Dursun Fakih’tir. Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in bacanağı ve aynı zamanda Şeyh Edebali’nin de damadı olan Dursun Fakih aslen Karamanlıdır.
Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Dursun Fakih ilk tahsilini de memleketi Karaman’da yaptı. Daha sonrasında Konya’daki âlimlerden de tahsil aldıktan sonra Eskişehir’in İtburnu mevkisine göç ederek burada Şeyh Edebali ile tanıştı. Şeyh Edebali’den tefsir, hadis ve fıkıh dersleri alarak seyr-ü sülukunu da onun yanında tamamladı.
Şeyh Edebali’den aldığı sohbetleri devam ettirerek tasavvufta yüksek derecelere geldi. Daha sonralarında Osman Gazi ile birlikte gazalara ve fetihlere katıldı, gazilere imamlık yaptı ve nasihatlerde bulundu. Karaca Hisar’ın fethinden sonra ise Osman Gazi tarafından şehrin kadılığına ve kiliseden çevrilen caminin imamlığı görevine getirildi. Dursun Fakih ilk cuma namazını kıldırdı ve Osman Gazi adına ilk hutbeyi okudu.

Dursun Fakih Kimdir? İlk Osmanlı Kadisi Kimdir?
Osman Gazi Hutbesi
İslâm devletlerinde bir hükümdarın meşrutiyet kazanması için devrin fıkıh âlimi tarafından tasdik edilmesi gerekmekte ve bunun da ilk şartının hakanın kendi adına hutbe okunması olduğu yazılır. Bağımsız Anadolu beyliklerinde hutbe ‘Bey’ adına okunurdu.
Selçuklu sultanının İlhanlı Gazan Han tarafından İran’a götürülmesinin üzerine Selçuklu Devleti parçalanmıştı. Osman Gazi’ye ulaşan bu bilgiden sonra Dursun Fakih, Osman Gazi’ye teklifte bulundu: “Beyim, Cenab-ı Hak size, sığınacak yer arayan Müslümanları bir araya toplayıp idare etmek basiretini ve gücünü ihsan etmiştir. Allah Teâlâ’nın inayeti, dua ordusunun himmet ve bereketi, gaza ordusunun kuvvet ve kudretleriyle çevrenizdeki tekfurları dize getirip, birçoklarının topraklarını mülkünüze dâhil ettiniz. Şimdi sıra Anadolu topraklarını ehil olmayanların elinden kurtarıp, ahalisini huzura kavuşturmaya gelmiştir. Müsaade buyurun da, adınıza hutbe okuyup, sizi sultan ilan edelim.”
Osman Gazi düşünüp, istişare ettikten sonra Dursun Fakih’e hak verdi. Dursun Fakih’de o gün Osman Gazi adına hutbe okuyup, beyin sultanlığını ilan etti. Böylelikle Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük katkı sağladı.
Okunan bu hutbenin günümüz Türkçesine uyarlanmış hali şu şekildedir:

Dursun Fakih Kimdir? İlk Osmanlı Kadisi Kimdir?
Aziz Müminler;
Hamd dostlarına yardım eden, düşmanlarını yardımsız bırakan ve hiçbir yer kendisinin ilminden hariç olmayan Allah-ü Teâla Hazretleri’ne mahsustur.
Allah’tan başka ibadete müstahak bir mabut olmadığına şehadet ederim.
Ben bu şehadetimi kendime korunan edinir ve Allah’ın huzuruna çıkacağımız gün için onu azık olarak saklarım.
Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimizin Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna da şehadet ederim. O’nun âli evladına, ezvacine, eshabına, ensar ve muhacirine de selat-ü selam ederim.
Emme ba’dü (bundan sonra)
Yağmur yağdıkça, ışık parladıkça, dualar kabul oldukça, yolcu yerine döndükçe Allah Büyüktür.
Ey Allah’ın kulları!
İsteyenlere yol aşikârdır. Dinleyenler için deliller meydandadır. Ölüm sizden evvel nicelerinin kökünü kazıdı. Sizden daha kuvvetli ve güçlü olan insanları kabre sürükledi. Canları alınmak suretiyle ferah ve sevinçleri son buldu. Bizim, bugün, buradaki sevincimiz, tek ve mutlak olan Allah’ın emrine itaat ve Resulünün sünnetine uymamız neticesinde “Haze min fazlı Rabbi” (Bu rabbinin bir lütfudur) sırrına mazhar olmaktır.
Kıyamet öyle bir gündür ki, şikâyet edilmez, ağlayana bakılmaz; o gün korku ve ıstırap günüdür. Korktuğunuzdan emin, ümitlerinize nail olabilmek için Allah’ın emirlerine ve Resul-ü Müctebanının sünnetine sarılın. Sarılın ki, hidayete eresiniz, zelilken aziz olasınız.
Ya İlahi, Habibinin hürmetine bağışla bu ümmeti.
Ya Rabbel Âlemin!
Osman Gazi Han’ın hanlığını ve sultanlığını mübarek eyle…
Âmin, âmin, âmin…
Osmanlı’nın ilk şairlerinden biri olan Dursun Fakih ‘in Gazavatname adında bir eseri bulunmaktadır. Bu eser edebi özelliğinden ziyade dini mahiyeti ve Eski Anadolu Türkçesi’ne ait ilk örneklerden biri olması açısından önem kazanmıştır.
Dursun Fakih, Osman Bey’in oğlu Orhan Bey’in de en yakın danışmanı olarak görev yaptı, her konuda onunla istişare ederek devletin devamlı ilerlemesinde yardımcı oldu. 1930 yılında İznik, Orhan Gazi tarafından alındıktan sonra Bilecik Kadısı Çandarlı Kara Halil İznik kadılığına getirildi. Dursun Fakih ‘de Bilecik kadısı olarak görevlendirildi.
Dursun Fakih ‘in Bilecik kadısı görevindeyken vefat ettiği düşünülmektedir. 1327 yılında vefat eden Dursun Fakih ‘in kabri Bilecik’teki Şeyh Edebali türbesinin içindedir. Çok sevilen Dursun Fakih ‘in iki ‘makam türbesi’ daha olduğu bilinmektedir. Bir tanesi Söğüt’ün Küre beldesi yakınlarında bir tepe üzerindedir. Diğeri ise Karaca hisar mevkiinde yine küçük bir tepe üzerindedir.